Gündemin bir numarası Taksim'de başlayan ve büyüyen olaylar ve olaylara bağlı olarak polise ve devlete duyulan öfke. Normalde halk için hizmet etmesi gereken kurumların zaman zaman müdahalelerinin hatta varlıklarının bile meşruluğu tartışılır hale geliyor ve son olaylarda da bunu gördük. Polisin aşırı derecede kullandığı biber gazı ve iddia edilen sert müdahaleleri yüzünden bir kesim insan, polisten ve devletten nefret eder duruma geldi. Bu gözlemimiz bir kenara bırakıp daha farklı bir konuya geçelim. Yıllardan beri doğu ile batı arasında görünmez duvarlar bulunmakta ve kardeşliğimize her zaman engel olan bu duvarlar ülke olarak bizleri olmamız gereken noktalardan çok geride tutmakta. Dış politikada karar verirken bizim göremediğimiz tavizler verilmekte ve buna doğu ile batının arasına sokulan fitnenin ürünü olan terör meselesi neden olmaktadır. Terör dışarıdan beslendiği sürece elbette bizde içimiz yana yana bir kişi daha az can verelim diye tavizler vermek zorunda kalırız. Terörün görünürdeki maliyeti dışında dolaylı yollardan tavizlerin getirdiği zararın toplam maliyetini hesaplayabilmek pek mümkün gözükmüyor. Ve bütün bunların sorumlusu
batı-devlet-doğu arasında ki fitnedir.
Oluşan düşmanlığın en üst noktalara ulaşmasında ise maalesef kendi devletimizin yaptığı aşırı ve yanlış uygulamalardır. Terörist ile doğulu vatandaşı birbirine karıştıran bakış açıları yüzünden doğu vatandaşları haksız muamelelerle karşılaşmış, devlet gözüyle teröristmişcesine tutuklanmış, işkenceler görmüş, hatta kimisi öldürülmüştür. Faili meçhul cinayetlerin bir çoğu, bugün ortaya çıkıyor ki devlet adına işlenmiş. Sebebi tartışılır ama ne olursa olsun yapılan muamele bizim yararımıza olmamıştır. Devlet büyüklük göstermeye çalışmış ama kimi yerlerde vatandaşlar teröristlerle devlet arasında kalmış ne yapacağını bilmeden can korkusuyla o an ki durum kendine göre neyi gerektiriyorsa onu yapmıştır. Hem teröristler hem devlet halk üzerinde egemen olmak için türlü türlü yollara başvurmuş ve bu yolda uygulamaların hiç birine meşru veya değil diye düşünerek yaklaşmamıştır. Kimini babası bu yolda can vermiş, kiminin abisi bir gün evinden alınıp götürülmüş ve bir daha gelmemiş. Devlet kendi eliyle kendine düşman kazandırmış.
Şimdi yazının başında ki gözleme gelelim. Polis halka biber gazı sıkınca ve sert müdahalede bulununca bir çoğumuz polise devlete düşman olduk. Ama hiç birimiz doğu ile ilgili meselelere bu gözle bakmadık. Bu gözle bakanlara "ne yani şimdi sen bana pkkyi mi destekliyorsun" gibi ifadelerle susturup, hain gözüyle baktık. Birileride sorunun nedenlerini tartışıp sonuçlara daha kolay gitmeyi denemedi. Hepimiz Genelkurmay Başkanı olmayı hayal edip F-16'larla doğuyu bombardıman etmeyi düşündük. Bize göre çözüm buydu. Bizden başka kimsenin mantıklı sebepleri olamazdı bize göre. Ama biber gazını soluyunca polise düşman olmak haktı. Sıra bize geldiğinde işler değişebiliyordu. Ama hiç doğuda amcası kaybolup cesedinin bile ortada olmadığı birisinin ne düşünebileceğini hayal etmeye tenezzül etmedik. Kardeşçe yaşamak için içimizden kendi kendimize fikirlerimizi tartışmak için beş-on saniye bile taviz veremedik. Ama belki bazılarımız bugün devletin nasıl düşman kazanabildiğini anlamıştır.
Bugün gerçekleri daha iyi görebiliyoruz ve görmek zorundayız. Geçmişte sebepleri olsa bile devlete düşman olanların durumuna bugün biz geçiyoruz. Ama şunu bilmeliyiz ki DEVLET HALKININ DÜŞMANI OLAMAZ. Ayrıca HALKTA DEVLETE DÜŞMAN OLMA LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLDİR. Devletin geçmişte ve bugünde hataları olabilir. Ama bu hataları yapan devletin kendisi değil seçilmiş kişilerdir. Yanlış karşısında demokratik toplumlarda yapılacak tek şey yasalar çerçevesinde ve anarşizm ile gölgelenmeyen yaptırımlardır. Herkesin aynı anda konuşmaya çalıştığı bir sınıfta nasıl herkes konuşuyor ama kimse derdini öğretmenine anlatamıyorsa, kargaşaların hakim olduğu bir toplumda hak arayıp hakkını elde edebilmek o kadar mucizevidir. Herkese yapılan uygulama aynı olmadığı için, geçmişte yapılan yanlış uygulamaların toplumda sineye çekilebilmesi kimisi için kolay kimisi için daha zor olabilir. Fakat kardeşçe yaşamak geçmişinde pisliklerin var olduğu bir ortamda bu tarzda bedeller ödetmez zorunda kalabilir.
Bugün polis-asker-devlet-toplum... herkes daha kardeşçe bir toplumda yaşamak için bir şansa daha sahip.